1 ay sonra…

11 Ekim 1972, Çarşamba, Çorum

Meral, kısa sürede okula ve arkadaşlarına alışarak sevilen biri olmayı başardı. Şerife Hanım’ın, babasına bahsettiği kabak çiçeği açılmış olacak ki, kendinin de inanamadığı yüksek bir sosyal özgüven ile etrafına pozitif enerji yayıyordu. Yalnızca, aynı yatakhaneyi paylaşmalarına rağmen bu enerjiyi hissedemediklerini düşündüğü Meltem ve Aysel ile yıldızları uyuşmadı. Gülizar’ın sıcaklığı ile filizlenen samimi ortam, yatakhanenin kalan diğer üç güzeli Emel, Mualla ve Fatma’ya da sirayet edince, beş kişilik bir dost cemiyetine dönüştü. Artık beş kişi sınıfta, teneffüs aralarında, yatakhanede, yemekhanede hep yan yanaydılar. Bu, kan bağından öte kardeş olunabileceğinin keşfiydi onlar için. Çıkar çatışmasından uzak, sorgusuz, ön yargısız geçmişlerini açacakları, gelecek hayallerini paylaşacakları hikâyelerin ise başlangıcı.

Yalnız kaldığı zamanlarda ailesine mektup yazmaktan çok keyif alan Meral, onlara okulda arkadaşları ile yaşadığı bu güzel anılardan o kadar çok bahsediyordu ki, ailesi cevap yazdığında mutlaka tek tek onlardan da haber bekliyordu.

Yemek ve bahçe sohbetleri harici en büyük eğlenceleri, ayda en fazla bir iki kez yapabildikleri kantinden gazoz simit ziyafetiydi. Meral okulun verdiği harçlığı almadan önce uzun bir süre talim hemşiresindeki parasını isteyemediği için ilk gazoz simidi arkadaşları ısmarlamıştı. Hem bu muhteşem ikiliyi tekrar tatmak, hem de arkadaşlarına ısmarlama keyfini yaşamak için o on lirayı alması gerekiyordu. Lakin Şerife Hanım’ın odasının önüne geldiğinde bir şeyler oluyor, tam kapıya vuracakken utanıp bahçeye koşuyordu. Arkadaş edinirken yükselen o sosyal özgüvenden eser yoktu sanki. Bu arada arkadaşlarından gazoza leblebi atınca muhteşem bir lezzet ortaya çıktığını öğrendiğinde bunun rüyalarına gireceği belliydi. O gece rüyasında, gazozdan çıkan fış fış sesi ve köpürmeyi, tüm pastel tonları ile batan güneş eşliğinde Karadeniz’in hırçın dalgalarının köpürmesi gibi gördü. Köylerinin sahil ile buluşma noktasında, çakıl taşları ve kumu ile muhteşem bir gün batımı manzarası sunan Pirinçlik sahilinde, dalgaları izlerken yanında kardeşleri de vardı. Dalgalar hemen yanlarına kadar gelip geri gidiyordu. Önce dalgalar çekilince denize doğru koşup, geri gelince ondan kaçma oyunu oynadılar. Bazen kaçmayı başardılar. Bazen dalga kazandı, ıslandılar. Sonra bağdaş kurup bir halka oluşturdular. Ellerindeki gazozları çalkalayıp, köpüklerini birbirlerinin üzerine fışkırtıyor, kahkahalar eşliğinde leblebilerin tadını çıkarıyorlardı. Bu sırada Meral, Çorum’daki okul yatakhanesinde, alt ranzadaki yatağında, ağzı kulaklarında gülümsüyordu.

Sabah kalktığında elini yüzünü yıkadı, giyindi ve kahvaltıya inmeden soluğu Şerife Hanım’ın yanında aldı. Odasına girip selam verdi:

“Sabah-ı şerifleriniz hayır olsun Şerife Hanım.”

“Senin de Meral. Bak sana ne diyeceğim? Birkaç gündür vereceğim, unutuyorum sürekli. Olmadık zamanda aklıma geliveriyor. Babanın verdiği harçlığı vereyim bekle. Çok özür dilerim. Bu arada ihtiyacın olmadı umarım.”

“Hayır, ihtiyacım olmadı.”

“Ama olabilir. Belki kantinden canın gazoz çeker kızım, al bu senin paran. Gelecek hafta harçlıklarınız dağıtılacak. O zamana kadar iyi kullan olur mu?”  

“Tamam efendim.”

“Evet, sen neden gelmiştin? Sözünü kesip araya girmiş gibi oldum.”

“Şey, yok sadece kahvaltıya giderken bir selam vermek istedim.”

“Çok incesin kızım, afiyet olsun.”

Şerife Hanım ayağa kalktı ve başka önemli bir işi varmışçasına Meral’i uğurlamak için kapıya kadar eşlik etti. Paraya çok ihtiyacı olmadığı izlenimi veren Meral, yine soğukkanlı bir şekilde arkasına döndü, yavaşça koridorda ilerledi. Ara sıra arkasına bakıp Şerife Hanım’ın odasına girip girmediğini kontrol ediyordu. Girdiğini gördüğü anda köşeden yolunu değiştirip kantine doğru koştu ve duvarına yaslandı. Derin bir nefes sonrası,  

“Allah’ım şükürler olsun, imdadıma yetiştin. Yoksa yine tutulup kalacaktım.”

Mualla ve Fatma erkenden kahvaltıya inmişti. Meral’i böyle heyecanlı görünce masa yerine ona doğru yaklaştılar. Fatma, Meral’in omzuna dokundu:

“Günaydın Meral, sorun yok değil mi?”

“Kahvaltıda çay yerine gazoz içsem olur mu?”

Mualla, hiç beklemediği bu cevap karşısında önce Meral’in sonra Fatma’nın yüzüne bakarak gülümsedi ve aynı anda avucu ile ağzını kapatarak şaşkınlığını gizlemeye çalıştı.   

“Şaşkın mısın kızım sen? Sabah sabah ne gazozu bu?”

“Şerife Hanım’dan harçlığımı aldım sonunda. Öğlene kadar dayanamam, şimdi alsam olmaz mı? Size de ısmarlarım.”

Sabah sabah bu neydi şimdi? Bir şaka mı? Durumu anlamlı hale getirmek için çaba içinde olan Fatma ve Mualla, kısa bir sessizliğin ardından, her neyse deyip kahkahayı bastı. İşin aslı teklif de çok hoşlarına gittiğinden ikiletme gereği duymadılar. Üçü aynı anda bağırdı; “Hadi o zaman!” Tabi önce kantinciyi bulmaları gerekiyordu. Kantinci kahvaltı zamanı genellikle mutfakta olurdu. Parmak ucunda mutfağa gidip sessizce kantinciye seslendiler. “Üç tane gazoz ve leblebi alabilir miyiz? Lütfen!”

“Rüyanızda mı gördünüz kızlar?”

“Evet, köyümün sahilinde, gün batımı manzarası eşliğinde, dalgalar ile dans ederken, kardeşlerimle içiyordum, üstelik içinde leblebi de vardı.”

“Vay be, son zamanlarda duyduğum en güzel rüya bu olabilir. O zaman eksik kalmasın, alın birer tane de peynir vereyim size.”

“Ay hâlâ rüyada mıyım yoksa?” Fatma araya girdi:

“Çimdik atayım mı?”

“Yok, hayır lütfen atma. Önce yiyelim, hepsi bitsin sonra atarsın. Maazallah rüya ise bile sonuna kadar yaşayalım, sonra uyanırız.”

“Gördüğün son rüyaya bakılırsa, hayal gücün yüksek. Sen yine görürsün merak etme. O rüya yanında benim gördüklerime kâbus diyorlar.”

“Dalga geçme, birileri görüp daha fazla komik duruma düşmeden hadi gidelim.”

Gülüşmeler eşliğinde, yine parmak uçlarında arka bahçedeki çınar ağacının altına gittiler. Leblebiler hemen gazozların içine atıldı ve köpürtüldü. Kahvaltı masasından alınan ve birer dilim ekmeğe sürülen üçgen peynir ile birlikte, sağlık okulu için belki de gelenekselleşecek bir lezzet kaçamağı etkinliği başlamış oldu.

E-kitabın bu bölüm için devamı, basılı kitap sözleşmesi gereği kaldırılmıştır. Türkiye’nin önde gelen seçkin dijital kitabevlerinden satın alarak devam etmek için ana sayfada bulunan “Kitap Satış” linkine tıklayabilirsiniz.